Beyninle Bugün Konuştun mu?
Beynin tanımını ihtiyaçlarını senin tüm yükünü çekenin aslında ayakların değil beyninin olduğunu biliyor musun?
Beynine ne kadar zaman ayırıyorsun ya da kendinle ne zamandır konuşmuyorsun bilmiyorum ama doğmadan önce algılamaya başlayıp yaşamının son anına kadar seninle kalan sana eşlik etmeye çalışan organına ne kadar sahip çıkıyorsun?
Mutluluğun, merakın, başlangıçların okuduğun kitabın gördüğün bir olayın beyninde etkilerini biliyor musun!
Ben duygusu her şeyde kötü olsa da beynin gelişmesinde önemli rol oynar.
Bizim hayvanlardan farkımız geliştirebildiğimiz eğitebildiğimiz bir beynimizin olması.
Yunuslar doğumlarında yüzmeye başlar, zebra yavrusu kırk beş dakika içinde koşar, zürafalar , aslanlar bu örnekler kendi arasında çoğaltılabilir. Hayvanların yaşadığı bu olay sınırları beraberinde getirir ve bizleri hayvanlardan ayıranda bu özelliğimizdir.
İnsanlar eksik doğar ve ölene dek bu eksiklerini tamamlamak için savaşır. Yaşamsal deneyimler değiştikçe öğrendiklerimiz değişir ve bizi biz yapan ayrıntılar hayatımıza girmeye başlar.
Beyninizde neleri yok ettiğinize bakın sizi siz yapan şeyler orada gizli ve mutluluk orada.
Genetik faktörlere suç atmadan gelişmeye, bilgiye odaklanırsak beyni ve kendimizi yeniden inşa edebiliriz.
Hayatımızın mimarı biziz.
Mutluluk,hayaller,merak ve doğru sorularla geleceğimizi değiştirebiliriz.
İnançlarınız, yaşadıklarınız , alışkanlıklarınız uyguladıklarımız her an aynıysa maalesef ne siz ne beyniniz yaşamıyor gelişmiyor ve tükeniyor.
Öğrenmeye aç bu yapı ne yazık ki depresyon ve korkuyla sarsılan dipsiz bir kuyuya dönüşüyor.
Ağırlığının yüzde ikisiyle vücudumuzun yüzde doksan sekizini yönetmesinin ayaklarımızdan daha fazla zarar gördüğüne işareti olabilir.
Varlığını su içinde sürdüren bu yapı için su içmeyi ihmal etmemen gerekirken sen onu nasıl besliyorsun?
Düşünce kirliliği, insan kirliliği, tüm gün işte yorduğun beynine bir bardak su vermediğinde nasıl acı çekebileceğini sorguluyor musun?
Beynini , öz benliğini anlamadan dünyaya faydan olabileceğine inanıyor musun?
Aslında bu soruları bu yazı yerine senin kendine sorman gerekiyor.
Mutluluk, merak, hissetmek, huzur bunlar senin ilerlemen beyninin gelişiminde en önemli etken ve ölene kadarda gelişebileceğine inancının olması.
İnanmadığın her şey bugüne kadar seni yarı yolda bıraktı. Beynine inanmayı , araştırmayı, gelişmeyi bıraktığın an en büyük özelliği gelişim olan beyin yenilmişlik duygusuna karamsarlığa kapılır.
İyi ya da kötü her şeyi depoladığını bilip gözlerimizi kulaklarımızı her geçen gün daha yenilenebilirlik için açmalıyız.
Alışkanlıklarımızı gözden geçirip beynimizi kara bulutlarla boğmamalıyız.
Bazı şeyler elimizde değil hayat akıp giderken elimizde olmayan gelişmeler olabiliyor.
Bunda ne hissettiğimizi gözden geçirip kontrol mekanizmamıza seslenmeliyiz.
Duymuyorsa bağırmalıyız. Hala duymuyorsa kendimizi sorgulamayız. Bize kulak tıkayan beynimiz ruhumuz neden bize direniyor.
Hiç klasik müzik dinlediniz mi? Hayatınızdaki etkilerini biliyor musunuz bilmiyorum ama günde on dakika dinleyeceğiniz huzur veren sesler sizin daha iyi düşünmenizi sağlar.
Beynin en önemli gereksinimi mutluluk ve sevgi. O yüzden onu bir bebek gibi koruyup kollamalısınız, kollamalıyız ve bunu insanlığa anlatmalıyız.
Eğer siz gerçekten yaşadığınıza inanıyorsanız hayatınıza bakın
Sürekli aynı şeyleri düşünüp aynı diziyi aynı filmi seyrediyorsanız her gününüz diğer günün kopyasıysa ne yazık ki siz değişmiyorsunuz.
Ruhunuzu bedeninizi beyninizi ve benliğinizi sadece sömürüyorsunuz. Ölmek için gün sayıyorsunuz. Belki de ölüsünüz.
Yaşayan tabutlar haline gelmemizi isteyen bir sistem içerisinde yaşamak için savaşıyoruz.
Beynin tek savunmasız kaldığı olay yaşadığımız kötü olaylar her gün nasıl eziyet ettiğimizi düşünün.
Sürekli yanlış şeylere yönlendirdiğimiz beynimize bazen hadi beni mutlu et diyoruz, ağlıyoruz çığlıklar atıyoruz.
Elini kolunu gözünü kulağını bağladığınız tüm duyularınızı kitlediğinizi unutmayın.
Doğru cümleler,yönlendirmeler, bilgiler, alışkanlıklar hayatınızı değiştirebilir.
Bugün satranca başlayın, klasik müzik dinleyin, bir müzik aleti kullanın.
Televizyonu kapatın , ritme kulak verin.
Denize gökyüzüne uzun uzun bakın.
Çalışıyorsanız pencereden geleceğe umutlarınıza sürüklenin.
Beyniniz bir bütün olsa da sağ ve sol lobun ayrı ihtiyaçları olduğunu unutmayın.
Mantığınızı duygularınız ve hislerinizle yoğurun. Bakış açınız gelişiminiz ve kalbiniz bambaşka olsun
Beyin kendini eğitirse dış dünyayı ve insanlığı umursamaya başlar.
Umursayanlardan olmanız dileğiyle,
Yorumlar
Yorum Gönder